NATO, 76 yıl önce Sovyetler Birliği tehdidine karşı kuruldu ve ittifaka 1952 yılında Türkiye katıldı. 18 Şubat 1952’de düzenlenen törenle resmen üye olan Türkiye, geçen 73 yıl boyunca ittifakın en önemli aktörlerinden biri haline geldi. Türkiye’nin katılımı, dönemin Dışişleri Bakanı Mehmet Fuat Köprülü’nün öngörüsü doğrultusunda gerçekleşti ve ülke, NATO’nun güneydoğu kanadının güçlenmesine büyük katkı sağladı.
Türkiye’nin NATO İçindeki Gücü
Türkiye, NATO’ya en fazla askeri personel sağlayan ikinci ülke konumunda. Harekat ve misyonlara sağladığı destekle NATO’ya en çok katkı veren ilk beş ülke arasında yer alıyor. Özellikle Kosova Gücü, Irak Misyonu ve Daimi Deniz Görev Grubu gibi kritik görevlerde ön saflarda yer alarak ittifakın operasyonel gücünü artırıyor.
Terörle Mücadelede Türkiye’nin NATO’ya Katkısı

Türkiye, terörle mücadelede NATO’nun en etkin üyelerinden biri olarak öne çıkıyor. DEAŞ, El-Kaide, PKK/YPG ve FETÖ gibi terör örgütlerine karşı kararlı mücadelesiyle küresel güvenliğin sağlanmasına büyük katkılar sundu. Bu süreçte, NATO operasyonlarında kritik roller üstlenerek istikrar ve barışın korunmasında öncü ülke oldu.
Savunma Sanayii ve Yerli Üretimle NATO’ya Destek
Türkiye, son yıllarda yerli ve milli savunma sanayiindeki gelişmelerle NATO’ya en çok katkı sağlayan ülkeler arasında yer aldı. Milli insansız hava araçları (İHA), hava savunma sistemleri ve ileri teknoloji askeri ekipmanları ile NATO’nun savunma gücünü önemli ölçüde artırdı. Türkiye’nin geliştirdiği yerli ve entegre sistemler, NATO’nun modernizasyon sürecine büyük destek sağladı.
Türkiye’nin NATO’daki Önemi ve Gelecek Vizyonu
Türkiye, 73 yıllık NATO üyeliği boyunca sadece bölgesel güvenliği değil, küresel istikrarı da destekleyen kritik bir aktör oldu. Savunma sanayii yatırımları, terörle mücadeledeki kararlı duruşu ve operasyonel gücüyle NATO içinde vazgeçilmez bir konuma sahip. Türkiye’nin katkıları, ittifakın gelecekteki yapısını güçlendirmeye devam edecek.