ABD’nin Dünya Sağlık Örgütü’nden (DSÖ) ve Pandemi Anlaşması müzakerelerinden çekilmesi, küresel sağlık ortamını derinden etkileyen bir değişikliğe yol açtı. Bu karar, sadece 1 milyar dolarlık bir kayıp anlamına gelmiyor, aynı zamanda küresel sağlık üzerindeki en etkili aktörlerden birinin kaybı demek. Peki, Avrupa Birliği (AB), ABD’nin boşluğunu doldurabilir mi?
Güç Dengesindeki Değişim
DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, ABD’nin desteğini kaybetmesine rağmen örgütün buna uyum sağlayabileceğini belirtmiş olsa da, bu kaybın etkisinin önemli olacağı konusunda uyarılarda bulundu. ABD’nin 2022 ve 2023 yıllarında 1.284 milyar dolar fon sağladığı ve bu fonların çoğunun halk sağlığı, işgücü eğitimi ve hastalıkların önlenmesi gibi girişimlere ayrıldığı göz önüne alındığında, bu çıkışın DSÖ’nün projelerine büyük bir darbe vurması bekleniyor.
Amerika’nın Çekilmesinin Sonuçları
Anniek de Ruijter, bu kararın uluslararası topluma, küresel sağlığın artık ABD için bir öncelik olmadığı yönünde güçlü bir sinyal gönderdiğini belirtiyor. Bu kararın ardından, ABD’nin bıraktığı boşluğu başka güçlerin doldurması gerekecek ve bu noktada AB ya da Çin gibi aktörlerin devreye girmesi muhtemel.
Geçmişte, Trump yönetiminin DSÖ’den çekilme kararı sonrası, Almanya, ABD’nin finansman boşluğunu doldurmak için önemli katkılarda bulunmuştu. Ancak AB’nin bu boşluğu doldurup dolduramayacağı ise şüpheli.
AB’nin Küresel Sağlıkta Yeni Rolü
AB, bu değişimle birlikte küresel sağlık stratejilerini yeniden şekillendirmeyi hedefliyor. Ancak, AB üye devletlerinin bu boşluğu doldurup dolduramayacağı, mevcut siyasi ve ekonomik ortamda hala belirsiz. AB’nin bu süreçte daha fazla gönüllü bağışçılık ve işbirliği yapması gerekebilir.
Almanya Sağlık Bakanı Karl Lauterbach, ABD’nin desteğini kaybetmesinin, sadece finansal kayıplarla sınırlı olmayacağını, aynı zamanda ABD Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) gibi kurumların kaybı anlamına da geldiğini vurguladı. CDC, şu anda 60’tan fazla ülkede 1.700’den fazla halk sağlığı uzmanı ile çalışıyor.
AB-DSÖ İşbirliği ve Gelecek Projeler
ABD’nin DSÖ’den çekilmesinin ardından, AB’nin şu anda DSÖ’nün en büyük gönüllü bağışçılarından biri olması, AB-DSÖ işbirliğini güçlendirmişti. Bu işbirliklerinin önümüzdeki dönemde etkilenmesi muhtemel. Örneğin, AB ve DSÖ, hemşirelik mesleğini destekleme stratejisi gibi önemli projeler üzerinde birlikte çalışıyor.
Elizabeth Kuiper Euronews’e yaptığı açıklamada, bu durumu, AB’nin küresel sağlıkta daha güçlü bir konum alması için fırsat olarak değerlendirebileceğini belirtti. Ancak, COVID-19 salgınının ardından AB’nin küresel sağlık stratejisietrafında yürütülen tartışmaların henüz netleşmediği de unutulmamalıdır.
Pandemi Anlaşması ve DSÖ’nün Zayıflaması
Pandemi Anlaşması, ABD’nin de çekilmek istediği önemli bir küresel sağlık girişimi. Görüşmelerde son yıllarda ilerleme kaydedilmemişken, Mayıs 2025’e kadar bir anlaşma bekleniyor. ABD’nin bu süreçteki tutumu, gelecekteki halk sağlığı acil durumlarında DSÖ’ye ne kadar güç verileceği konusunda kritik bir etki yaratmıştı.
De Ruijter, DSÖ’nün zayıflamasının, küresel sağlık yönetişiminde bir güç boşluğu yaratabileceğini ve bunun, AB gibi aktörlere güç kazandırabileceğini ifade etti.