2024 yılına ait Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) istatistikleri yayımlandı ve Türkiye, AİHM başvurularındailk sırada yer aldı. Mahkemeye yapılan başvuruların yaklaşık %35,8’ini oluşturan 21 bin 600 başvuru ile Türkiye, en fazla şikayet edilen ülke oldu. Rusya ve Ukrayna sırasıyla Türkiye’yi takip ederken, başvuruların büyük kısmının 15 Temmuz darbe girişimiyle bağlantılı hak ihlalleri içerdiği belirtildi.
2024 AİHM İstatistiklerine Genel Bakış
AİHM, 2024 yılına ilişkin yayımladığı verilerle, başvurulara dair detaylı bir rapor sundu. Mahkemeye yapılan 60 bin 350 başvuru içinde Türkiye, 21 bin 600 başvuru ile ilk sırada yer aldı. Türkiye’yi sırasıyla Rusya (8 bin 150 başvuru) ve Ukrayna (7 bin 700 başvuru) takip etti. Türkiye’nin başvuru sayısının yüzde 35,8 gibi yüksek bir oranı temsil etmesi, ülkenin AİHM’deki yerini önemli bir tartışma konusu haline getirdi.
15 Temmuz Darbe Girişimi ve Hak İhlalleri
Türkiye hakkında yapılan başvuruların büyük çoğunluğunun, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi sonrası yaşanan hak ihlalleriyle bağlantılı olduğu vurgulandı. AİHM, bu dosyaları gruplar halinde Türkiye’ye tebliğ etmeye devam ediyor. Yetkililer, Türkiye aleyhine yapılan başvuruların yüzde 80’inden fazlasının, 15 Temmuz sonrası hak ihlalleriyle ilgili olduğunu belirtti. Bu başvurular arasında, gözaltı, işkence, keyfi tutuklamalar ve özgürlük kısıtlamaları gibi hak ihlalleri yoğun bir şekilde yer alıyor.
AİHM Türkiye’ye 73 Karar Verdi: 67’sinde Hak İhlali Tespiti
2024 yılı boyunca AİHM, Türkiye hakkında 73 karar açıkladı. Bu kararların 67’sinde en az bir hak ihlali tespit edildi. Türkiye, AİHM’in en fazla karar açıkladığı üçüncü ülke oldu. Bu alanda ilk sırada Rusya (302 karar), ikinci sırada ise Ukrayna (158 karar) yer aldı. AİHM’in verdiği kararların büyük bir kısmı, Türkiye’deki özgürlük ve güvenlik hakkıihlalleriyle ilgili. Mahkeme, 5. Madde uyarınca, Türkiye’deki birçok başvuruda özgürlük ve güvenlik hakkının ihlalitespit etti. 2024 yılında bu ihlaller, 19 davada ortaya çıktı.
İfade özgürlüğü (AİHM’in 10. Maddesi) ve adil yargılanma hakkı (6. Madde) da Türkiye’ye yönelik verilen kararlarda en fazla ihlal edilen diğer haklar arasında yer aldı. Bu durum, Türkiye’nin hukuk devleti ilkesine ve temel insan haklarına yönelik eleştirileri artırdı.
Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş Davalarında Karar Bekleniyor
AİHM, özellikle Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davalarında önemli kararlar vermeyi sürdürüyor. Her iki davada da AİHM, serbest bırakılmaları gerektiği yönünde kararlar vermişti ancak Türkiye, bu kararları uygulamamıştı. 2024 yılı itibariyle, bu davaların sonuçlanması bekleniyor ve AİHM’in kararları doğrultusunda gelişmelerin yaşanması bekleniyor.
Ayrıca, PKK lideri Abdullah Öcalan’ın İmralı’daki tecrit koşullarıyla ilgili başvurusu da yine 2025 içinde sonuçlanması beklenen davalar arasında yer alıyor. Türkiye’nin bu başvuruya nasıl bir yanıt vereceği, özellikle tecrit koşulları ve hak ihlalleri açısından dikkatle izlenecek.
AİHM Kararlarına Uymak Zorunlu
AİHM kararları, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi gereği, taraf devletler açısından bağlayıcı nitelik taşır. Türkiye, 1950’de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesini imzalayıp 1954’te onayladı ve 1987 yılından itibaren bireysel başvuruları kabul etmeye başlamıştır. Bu bağlamda, AİHM’in verdiği kararların uygulanması önem arz eder. AİHM kararlarının denetimi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından takip edilmektedir.
Ancak, Türkiye’nin AİHM kararlarına uymaması, uluslararası ilişkilerde ve içerideki hukuk uygulamalarında ciddi tartışmalara yol açmaktadır. Türkiye’nin AİHM’e yaptığı başvuruların artışının, ülke içindeki hukuki uygulamalara ve insan hakları meselelerine dair geniş bir etki alanı yaratması bekleniyor.