Fransa Başbakanı François Bayrou‘nun, göç konusundaki açıklamaları, ülkede geniş bir tartışma başlattı. LCI kanalındakatıldığı bir programda, Bayrou, göçmenlerin belirli bir oranı aşmadığı sürece toplum için olumlu katkı sağladığını söyledi. Ancak Başbakan’ın, Fransız halkının göç konusunda bir “istila” hissine kapılmak üzere olduklarına dair yorumları, özellikle solcu siyasetçilerden sert tepkiler aldı.
Bayrou’nun “İstila” Yorumunun Arka Planı
Bayrou’nun söz konusu yorumları, göçmen akınlarının Fransa’nın farklı bölgelerinde adeta bir “istila” şeklinde algılanabileceğini öne sürdüğü Mayotte Adası örneğiyle pekişti. Bayrou, bu terimi, bölgedeki göçmen akışını en iyi şekilde tanımlayan ifade olarak gördüğünü belirtti. Başbakan, Mayotte Adası’nda yaşanan düzensiz göç dalgalarına dikkat çekerek, bu tür durumların Fransa’nın diğer bölgelerinde de görüldüğünü savundu. Bu açıklamalar, hem toplumun hem de siyasilerin dikkatini çekti ve sosyalist siyasetçiler tarafından sert bir şekilde eleştirildi.
Sosyalist Parti’nin Tepkisi ve 2025 Bütçesi
Sosyalist Parti’nin üst düzey isimlerinden Boris Vallaud, Bayrou’nun açıklamalarını, aşırı sağın dilini benimsemek olarak yorumladı. Vallaud, Bayrou’yu, hükümetin bu şekilde hareket etmeye devam etmesi durumunda, sonunda aşırı sağın etkisi altına girecekleri konusunda uyardı. Sosyalist Parti üyeleri, Bayrou’nun kullandığı “istila” dilinin ardından, hükümetin politikalarını protesto etmek amacıyla 2025 bütçe görüşmelerine katılmama kararı aldılar. Laurent Baumel, sosyalistlerin bu kararı almalarının ana nedeninin Bayrou’nun açıklamaları olduğunu ifade etti.
Sosyalistlerin Tepkisi ve İlerleyen Süreç
Bayrou’nun tartışmalı açıklamaları, Fransa’daki iç siyaseti daha da derinleştirdi. Sosyalist Parti’nin bu konudaki sert tutumu, Bayrou’nun bu dilin arkasında durmasından sonra belirginleşti. Bu durum, Fransa’nın gelecekteki göç politikaları ve toplumsal uyum açısından önemli bir dönemeç olabilir. Bayrou’nun görüşleri, solcu siyasetçiler tarafından ırkçı ve tehlikeli olarak nitelendiriliyor ve ülkede göçmenlere yönelik bir dışlama anlayışının giderek güçlendiğine dair endişeler var.