İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında yürütülen soruşturmalarda bilirkişi olarak görev yapan emekli muhasebeci S.B’ye yönelik suç duyurusunda bulundu. İmamoğlu, S.B’nin yetkisiz ve hukuka aykırıraporlar hazırladığını öne sürerek, “Görevi kötüye kullanma” ve “Gerçeğe aykırı bilirkişilik” suçlarıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdu. Başvuruda, S.B’nin uzmanlık alanı dışındaki raporlarla adil yargılamayı etkilemeye çalıştığı ifade edildi.
Bilirkişinin Yetkisizliği ve Hukuka Aykırılık
Ekrem İmamoğlu’nun avukatları tarafından yapılan suç duyurusunda, S.B’nin bilirkişi olarak atanabilmesi için gerekli meslek odası kaydının ve Adalet Bakanlığı’na bağlı resmi sicil kaydının bulunmadığı vurgulandı. Bilirkişilik Yönetmeliği’ne göre, bir kişi yalnızca uzmanlık alanındaki konularda bilirkişi olarak görevlendirilebilecekken, S.B’nin bu kuralları ihlal ederek İmamoğlu’nu ihale süreçlerinden sorumlu göstermek gibi hukuka aykırı işlemler yaptığı ileri sürüldü. Bu raporların, hukuki nitelendirme yaparak suç işlemek anlamına geldiği ifade edildi.
İETT Yetkilisinden İkinci Suç Duyurusu
İBB ile birlikte, İETT Satın Alma Dairesi Başkanı Taşkın Ilıca da S.B hakkında bir suç duyurusunda bulundu. Ilıca, S.B’nin Kamu İhale Kanunu’na aykırı hareket ettiğini, yetkinliği olmadan bilirkişi olarak görev yaptığını ve raporlarında gerçeğe aykırı değerlendirmelerde bulunduğunu belirtti.
İmamoğlu’nun Soruşturması ve Basın Toplantısı
Ekrem İmamoğlu, 27 Ocak’ta düzenlediği “Turpun Büyüğü” başlıklı basın toplantısında, sürekli olarak bilirkişi olarak atanan S.B’nin hukuka aykırı raporlarını ve işlemlerini kamuoyuna açıklamıştı. İmamoğlu, açıklamalarının ardından hızla soruşturma başlatılması üzerine “terör savcısı” tarafından ifadeye çağrılmıştı.
Halk TV‘de yayımlanan telefon görüşmesinin ardından ise, S.B ile yapılan telefon görüşmesinin gündem olmasıyla birlikte kanalın Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş da tutuklanmıştı.
İmamoğlu ve İBB Yetkililerinin Görüşleri
İmamoğlu ve İBB yetkilileri, söz konusu bilirkişi raporlarının taraflı ve hukuk dışı olduğunu, bu raporların adil yargılamayı etkilediğini savunarak, sürecin doğru şekilde sonuçlanmasını talep ediyorlar.