Prof. Dr. Engin Çakar, inmenin ne kadar yaygın ve tehlikeli bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayarak, her 40 saniyede bir kişinin inme geçirdiğini, her 3 dakikada bir kişinin ise inme nedeniyle hayatını kaybettiğini belirtti. İnme, dünya genelinde hem ölüm oranları hem de yetişkin engelliliği açısından büyük bir halk sağlığı sorunu olarak kabul ediliyor. Bu nedenle, inme farkındalığını artırmak ve erken tanı ile tedaviye ulaşım sağlamak büyük önem taşıyor.
İnme Riskini Yüzde 80 Oranında Azaltmak Mümkün
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, her yıl dünya çapında yaklaşık 12-15 milyon kişi inme geçiriyor ve bu vakaların %15-20’si erken dönemde hayatını kaybediyor. Türkiye’de her yıl 125-150 bin kişi inme geçiriyor, bu da inmenin, ülkemizde önemli bir sağlık problemi olduğunu gösteriyor. İnme vakalarının %62’si 70 yaş altındaki bireylerde, %22’si ise 16-45 yaş arasında olan genç ve erişkin bireylerde görülüyor. İnme riskini %80 oranında azaltmak ise mümkün ve bu, doğru beslenme, düzenli egzersiz gibi sağlıklı yaşam tarzı seçimleriyle başarılabilir.
İnme ve Tedavi Süreci: Zaman Kritik
Prof. Dr. Çakar, inmenin beyin damar tıkanıklığı veya beyin kanaması sonucu meydana geldiğini ve tedavisinin ne kadar erken başlarsa o kadar başarılı olduğunu belirtti. Erken müdahale, beyin dokusunun korunmasında hayati bir rol oynuyor. Ayrıca, “Time is Brain” (Zaman Beyindir) ifadesi, inme tedavisinin ne kadar erken başlanması gerektiğini çok iyi anlatıyor. İnme sonrası erken rehabilitasyon da başarıyı artıran önemli bir faktördür. Beyin dokusu, “kullan ya da kaybet” prensibiyle çalıştığı için, hareket ettirilen hastaların tedavi süreci daha hızlı ve etkili olur.
Geçici İskemik Atağın Önemi
Prof. Dr. Çakar, geçici iskemik atak (mini inme) durumunun, büyük bir inmenin habercisi olabileceğine dikkat çekti. Geçici iskemik atak geçiren bir kişinin, tedavi edilmediği takdirde bir yıl içinde büyük bir inme geçirme riski bulunduğunu söyledi. Bu tür belirtiler görüldüğünde hemen hastaneye başvurulması gerektiği vurgulandı.
İnme Tedavisinde Ekip Çalışması
İnme tedavisinin bir ekip çalışması gerektirdiğini belirten Prof. Dr. Çakar, tedavi sürecinde fizyoterapistlerden, konuşma terapistlerine kadar geniş bir uzman kadrosunun rol oynadığını vurguladı. Robotik teknolojiler ve gelişen tıbbi cihazlar, tedavi sürecinde önemli bir destek sağlasa da, bu teknolojiyi doğru şekilde uygulayacak uzman kadronun varlığı her zaman öncelikli olmalıdır.
İnme ile Mücadelede Farkındalık: Mücella ve Zafer Feke’nin Hikayesi
İnme konusunda farkındalık yaratan etkinliklerde Mücella Feke ve Zafer Feke gibi hastalar da yer aldı. Mücella Feke, eşi Zafer Feke’nin aniden inme geçirdiğini ve yoğun bakımda 20 gün kaldıktan sonra hızlı bir iyileşme süreci yaşadığını anlattı. Zafer Feke, tedavi sürecinde günlük hayatına hiçbir eksiklik olmadan devam ettiğini ve işine geri döndüğünü söyledi. Bu hikayeler, inme tedavisinin ne kadar etkili olabileceğini ve doğru müdahalelerle hastaların sağlıklı bir yaşam sürmeye devam edebileceğini gösteriyor.