İstanbul’da hava kirliliği, özellikle trafik yoğunluğu nedeniyle alarm veriyor. Çevre Bakanlığı ve İBB’nin hava kalitesi verilerine göre, Kadıköy, Göztepe, Tuzla ve Esenyurt gibi ilçelerde kirlilik “orta” seviyede ölçülürken, Kağıthane’de hava kalitesi “hassas” seviyeye ulaştı. Buna karşılık Alibeyköy, Kandilli, Ümraniye ve Silivri gibi bölgelerde hava kalitesi “iyi” olarak kaydedildi.
Hava Kalitesi Anlık Olarak Takip Ediliyor
İstanbul’un hava kalitesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına bağlı Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağı (NEFES) ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Çevre Koruma Müdürlüğü tarafından düzenli olarak ölçülüyor. Kentin farklı noktalarına yerleştirilen istasyonlar, bölgesel kirlilik seviyelerini anlık olarak tespit ediyor.
Hava kalitesi endeksi partikül madde oranlarına göre şu şekilde sınıflandırılıyor:
- 0-50 Temiz (Yeşil)
- 51-100 Orta (Sarı)
- 101-150 Hassas (Turuncu)
- 151-200 Sağlıksız (Kırmızı)
- 201-300 Kötü (Mor)
- 301-500 Tehlikeli (Bordo)
Son verilere göre, İstanbul’un bazı bölgelerinde hava kalitesinin özellikle sabah ve akşam saatlerinde düştüğügözlemlendi. Trafik yoğunluğu ve sanayi bölgelerindeki emisyonlar, kirliliğin ana nedenleri olarak öne çıkıyor.
En Kirli ve En Temiz Bölgeler

İstanbul’un hava kalitesi açısından en kirli bölgeleri şunlar:
- Kağıthane (Hassas)
- Kadıköy, Göztepe, Tuzla, Esenyurt (Orta)
- Zincirlikuyu, Maslak, Yenibosna, Bakırköy (Orta ile Hassas Arası)
Buna karşılık hava kalitesi en iyi olan ilçeler şu şekilde sıralanıyor:
- Alibeyköy, Kandilli, Ümraniye, Silivri (Temiz)
- Şile ve Sarıyer’in kuzey kesimleri (Temiz)
Uzmanlar, rüzgarın etkili olduğu bölgelerde kirleticilerin taşınmasının daha kolay olduğunu ve bu nedenle kıyı kesimlerinde ve yeşil alanlarda hava kalitesinin daha yüksek seyrettiğini belirtiyor.

Trafik, Hava Kirliliğinin Ana Sebebi
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İklim Bilimi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Toros, İstanbul’un hava kirliliğinin 90’lı yıllara kıyasla azalmış olsa da hâlâ ciddi bir problem olduğunu ifade etti. Toros, trafik ve fosil yakıt kullanımının kirliliğin başlıca kaynağı olduğunu belirterek şunları söyledi:
“İstanbul’da azot dioksit seviyeleri yükselişte. Araçlardan, sanayi tesislerinden ve enerji santrallerinden çıkan emisyonlar kirliliğe neden oluyor. Özellikle E-5 (D-100) ve çevresindeki ilçeler, yüksek araç trafiği nedeniyle daha fazla risk taşıyor.”
İstanbul’daki araç sayısının 6 milyona yaklaşması, hava kirliliğini artıran en büyük faktörlerden biri. Özellikle dizel ve benzinli araçların yoğunluğu kirliliği tetikliyor.
Rüzgar ve Yeşil Alan Eksikliği Kirliliği Etkiliyor
Uzmanlar, rüzgar akımlarının hava kalitesinde büyük rol oynadığını belirtiyor. Göztepe, Şişli, Bakırköy gibi bölgelerde rüzgar akışı kısıtlandığı için kirleticilerin birikme oranı artıyor. Buna karşılık, Şile ve Sarıyer’in kuzeyi gibi açık alanlar daha temiz bir hava sunuyor.
Uluslararası Hava Kirliliğini Önleme ve Çevre Koruma Birliği Başkanı Prof. Dr. Selahattin İncecik, İstanbul’da yeşil alanların yetersizliğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“Bu kadar büyük bir şehirde insanların nefes alabileceği daha fazla alana ihtiyacı var. İstanbul’un toplu taşıma sistemini modernize etmek ve araç sayısını azaltmak hava kalitesini önemli ölçüde iyileştirebilir.”
Hava Kirliliği Sağlığı Nasıl Etkiliyor?
Hava kirliliği, uzun vadede ciddi sağlık sorunlarına yol açabiliyor. Uzmanlar, solunum yolu hastalıkları, kalp-damar rahatsızlıkları ve hatta beyin fonksiyonları üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtiyor.
Dünya genelinde her yıl 7 milyondan fazla insan hava kirliliği nedeniyle hayatını kaybediyor.
Özellikle yaşlılar, çocuklar ve solunum yolu hastalıkları olan bireyler, trafiğin yoğun olduğu bölgelerde maske kullanarak kendilerini koruyabilir. Ayrıca, hava kalitesi ölçüm istasyonlarından elde edilen verileri takip etmek ve kirli günlerde dışarıda uzun süre kalmamak sağlık açısından öneriliyor.
Öneriler: Hava Kirliliği ile Mücadele İçin Ne Yapılmalı?
- Toplu taşıma kullanımı teşvik edilmeli, bireysel araç kullanımını azaltan politikalar geliştirilmeli.
- Elektrikli araç sayısı artırılmalı, fosil yakıt tüketimi azaltılmalı.
- Yeşil alanlar artırılarak şehirdeki doğal hava sirkülasyonu iyileştirilmeli.
- Sanayi ve enerji üretim tesislerinin emisyonlarını kontrol eden daha sıkı denetimler uygulanmalı.
- Rüzgar akışı engellenmeyecek şekilde şehir planlaması yapılmalı.