TİP Sözcüsü Sera Kadıgil, Doğan Can Yıldız’ın polis lojmanındaki evinde başından vurulmuş halde bulunan Yeşim Akbaş‘ın ölümüyle ilgili istinaf mahkemesi kararını Meclis gündemine taşıyarak önemli soruları yeniden gün yüzününe çıkardı. Türkiye İşçi Partisi (TİP) adına yaptığı açıklamada Kadıgil, beraat kararını yerinde bulan mahkemenin ciddi hatalarına dikkat çekti.
26 Yaşındaki Yeşim Akbaş’ın Şüpheli Ölümü

26 yaşındaki Yeşim Akbaş, Komiser Yardımcısı Doğan Can Yıldız’ın lojmanındaki dairesinde başından vurulmuş halde bulunmuş ve olay başlangıçta intihar şüpheleriyle incelenmişti. Ancak, dava sürecinde ortaya çıkan somut deliller, Akbaş’ın intihar etmediğine işaret etti. Tüm bunlara rağmen, mahkeme sanık Doğan Can Yıldız hakkında beraat kararı vermiş, bu karar ise istinaf mahkemesi tarafından onaylanmıştı.
Kadıgil’in Tepkisi ve Skandal Karar
Sera Kadıgil, mahkemenin beraat kararının ardından istinaf sürecinde karşılaşılan hatalara dikkat çekerek, “Bir kadının hayatının bu kadar ucuz olması kabul edilemez,” dedi. Kadıgil, istinaf kararında yer alan “iki sanık” ve “kasten yaralama suçu” ifadelerine tepki göstererek şu eleştiriyi getirdi:
“26 yaşındaki Yeşim Akbaş’ın intihar etmediğine dair onlarca somut delil varken, sanığı beraat ettiren mahkeme, daha da büyük bir skandala imza atmıştır. Yerel mahkemenin kararını düzeltmesi beklenen istinaf mahkemesi, adeta adalet sistemine olan güveni sarsmış ve cezasızlık algısı yaratmıştır.”
Adalet ve İçişleri Bakanlarına Sorular

Kadıgil, olayla ilgili Adalet Bakanı‘nın yanıtlaması istemiyle bir soru önergesi verdi. Önergede, “İstinaf mahkemesinin kararı cezasızlık algısı yaratmak için mi verilmiştir? Yoksa binlerce kadının öldürülmesine yol açan cezasızlık kültürünün bir ürünü müdür?” sorularına yer verildi. Ayrıca, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya‘ya hitaben verdiği soru önergesinde, olay yerinde delilleri kararttığı iddia edilen polis memurlarına yönelik bir soruşturma açılıp açılmadığını sordu.
Cezasızlık Algısı ve Kadına Şiddet
Bu olay, Türkiye’de artan kadına şiddet vakalarının ve cezasızlık kültürünün ciddi bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. Kadıgil’in vurguladığı gibi, mahkemelerin adil kararlar vermemesi, toplumsal adalet algısını zedeliyor. Özellikle kadına karşı kasten öldürme gibi suçların cezasız kalması, hem mağdurların aileleri hem de kamuoyu tarafından şidetle eleştiriliyor.
Toplumsal Bilinç ve Adalet Talebi
Bu dava, kadına şiddetin toplumsal boyutunu yeniden güneme taşırken, sorumluların hesap vermesi için kamuoyunun da bilinçlenmesi gerektiğini gösteriyor. Kadıgil’in de belirttiği gibi, cezasızlığın önüne geçmek için etkili adımlar atılması şart.