Avrupa Birliği (AB), Maastricht Anlaşması‘nın 33. yıl dönümünü kutlarken, bir dizi zorlukla karşı karşıya. ABD ile gerilen ilişkiler, Rusya-Ukrayna Savaşı‘nın devamı, ekonomik zafiyetler ve rekabetçilikte geri kalma gibi önemli sorunlar, AB’yi 33. yaşına sıkıntılarla girmeye zorluyor.
Maastricht Anlaşması’nın Temelleri
7 Şubat 1992‘de imzalanan Maastricht Anlaşması, Avrupa’daki 12 ülkenin (Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya, Hollanda, Belçika, Portekiz, Yunanistan, Danimarka, İrlanda ve Lüksemburg) katılımıyla şekillendi. Anlaşma, Avrupa Ekonomik Topluluğu‘nu Avrupa Birliği‘ne dönüştürdü. Maastricht, Avrupa’da bir ekonomik ve parasal birlik, ortak dışişleri ve güvenlik politikası, ve adalet ve iç işler gibi alanlarda yeni bir yapı inşa etmeyi hedefliyordu.
AB’nin Karşılaştığı Güncel Sorunlar
ABD ile Gerilen İlişkiler
ABD ile AB arasındaki ilişkiler, son dönemdeki ticaret gerilimleri ve savunma yükümlülükleri nedeniyle zor durumda. Eski Başkan Donald Trump dönemindeki “Amerika’yı Önce” yaklaşımı, Avrupa’ya ek gümrük vergileri uygulama tehdidiyle birlikte AB-ABD ilişkilerini gerdi. Trump ayrıca Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarının arttırılmasını istemiş ve ABD’nin güvenlik yükünü hafifletmek için AB’nin daha fazla çaba sarf etmesini talep etmişti. Bu da ilişkilerdeki gerginliği artıran bir diğer önemli unsur oldu.
Rusya-Ukrayna Savaşı
Rusya-Ukrayna Savaşı, AB için bir başka büyük zorluk oluşturuyor. Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, Avrupa’nın güvenliği ve enerji bağımsızlığı üzerinde büyük baskılar oluşmuş durumda. AB’nin bu savaşın siyasi ve ekonomik sonuçlarıyla başa çıkabilmesi, birlik içindeki koordinasyonu ve dayanışmayı daha da önemli kılıyor.
Ekonomik Sorunlar ve Rekabetçilik
Avrupa’nın ekonomik büyümesi, ABD ve Çin gibi büyük ekonomilere kıyasla oldukça yavaş kaldı. 2025’te AB’nin büyümesinin yalnızca %1,5 olması bekleniyor. Son 15 yılda AB’nin GSYH’si yalnızca %20 oranında artarken, ABD’nin GSYH’si %70 oranında büyüdü. Bu zayıf ekonomik performans, üretkenlik ve rekabetçilik kaybı, Avrupa’nın küresel pazarda daha fazla zorluk yaşamasına neden oluyor.
Mali Sorunlar
Birçok AB ülkesinin kamu borçları, Maastricht Anlaşması’nın belirlediği sınırların çok üzerinde. Örneğin, Yunanistan‘ın kamu borcu GSYH’sinin %158,2’si seviyesinde bulunuyor. İtalya, Fransa, ve İspanya gibi ülkeler de borç yüküyle mücadele ediyor. Ayrıca, AB kuralları, üye ülkelerin bütçe açıklarının %3’ü aşmaması gerektiğini öngörse de, birçok ülke bu kurallara uymuyor.
Maastricht Anlaşması’nın Hedefleri
Anlaşma, AB üyelerinin ekonomik ve parasal birliğe katılabilmesi için gerekli koşulları belirlemişti. Bunun için enflasyon, faiz oranları, kamu borcu gibi ekonomik göstergelere ilişkin çeşitli kriterler getirildi. Ayrıca Avrupa vatandaşlığı kavramı ortaya çıkarken, Avrupa vatandaşları özgürce seyahat etme ve yerel seçimlerde oy kullanmahakkına sahip oldu.
Anlaşmanın bir diğer önemli sonucu da, Europol gibi kurumların kurulması oldu. Bu kurumlar, AB ülkeleri arasında organize suçlarla mücadele ve güvenlik alanında işbirliği sağlamayı amaçladı.
AB’nin 33. Yaşı: Zorluklarla Baş Etme
AB, 33. yaşına girdiğinde tarihsel olarak pek çok zorlukla karşılaşıyor. ABD ile ticaret gerilimleri, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın etkileri, ekonomik büyüme ve rekabetçilikteki sorunlar, ve yüksek kamu borcu gibi zorluklar, AB’nin birliğini ve sürdürülebilirliğini tehdit ediyor. Ancak Maastricht Anlaşması‘nın sunduğu temeller üzerinde, AB’nin bu zorluklara karşı nasıl bir çözüm üreteceği ve gelecekte nasıl bir yol haritası çizeceği, dünya için önemli bir soru olmaya devam ediyor.