Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Global, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını ABD Başkanı Donald Trump’ın talep ettiği yüzde 5 seviyesine çıkarmaları halinde, bu durumun kredi notlarını düşürebileceğinibelirtti. Bu önemli açıklama, Avrupa’nın savunma bütçesi konusunda karşı karşıya olduğu mali ve siyasi zorlukları gözler önüne serdi.
Savunma Harcamalarındaki Artış: Zorluklar ve Yansımalar
S&P Global’in yayımladığı raporda, Rusya-Ukrayna Savaşı‘nın, Avrupa’nın güvenlik zaaflarını gözler önüne serdiği ifade ediliyor. 2014’ten bu yana savunma harcamalarını neredeyse iki katına çıkaran Avrupa ülkeleri, hala NATO’nun belirlediği yüzde 2’lik GSYH hedefinin altında kalıyor. Bu durumu değiştirmek için, NATO üyesi Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını daha da artırmayı planladığı görülüyor.
ABD’nin Talepleri ve Avrupa Ülkelerinin Cevapları
ABD Başkanı Donald Trump, NATO üyelerine, GSYH’lerinin yüzde 5’ini savunmaya harcamaları çağrısında bulundu. Bu, Avrupa ülkelerinin savunma bütçelerinin çok büyük bir artış göstermesi anlamına geliyor. Ancak, mali kısıtlamalar ve Avrupa’nın iç borç problemleri göz önüne alındığında, bu artışın Avrupa ekonomisi üzerinde ciddi bir baskı oluşturabileceği belirtiliyor.
Savunma Harcamalarındaki Yükseliş: Üç Senaryo
S&P Global’in raporunda, savunma harcamalarının arttırılmasına yönelik üç farklı senaryo incelenmiş. İlk senaryo, savunma harcamalarının yüzde 2,67 seviyesine çıkması, ikinci senaryo yüzde 3,3 gibi ABD seviyelerine ulaşması ve üçüncü senaryo ise yüzde 5’lik bir artış olasılığına odaklanıyor. Üçüncü senaryoda, savunma harcamalarının yıllık 242 milyar dolardan 875 milyar dolara çıkması bekleniyor.
Ekonomik Zorluklar ve Kredi Notu Riski
Rapora göre, yüzde 5’lik bir artış senaryosunda, Avrupa ülkelerinin yüksek kamu borcu ve bütçe açıkları ile mücadele etmesi gerektiği vurgulandı. Romanya, Fransa, İtalya ve İngiltere gibi ülkelerde, bu artışların bütçe açığını ciddi şekilde artırabileceği ve bu durumun kredi notlarını olumsuz yönde etkileyebileceği ifade ediliyor. Örneğin, Romanya’nın 2025 bütçe açığının yüzde 9,5, Fransa’nın ise yüzde 8,9 seviyelerine çıkabileceği tahmin ediliyor.