Anayasa Mahkemesi (AYM), cezaevinde “devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma” suçundan hükümlü bulunan Ali İhsan Dost’un, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’a yazdığı mektubun engellenmesini, “mektubun neden sakıncalı olduğunun somut olarak ortaya konulamadığı” gerekçesiyle haberleşme hürriyetinin ihlali olarak değerlendirdi.
Ali İhsan Dost’un Mektup Gönderme Talebi ve Engellenmesi
Burhaniye T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda hükümlü bulunan Ali İhsan Dost, 4 Mart 2020 tarihinde Abdullah Öcalan’a mektup göndermeyi talep etti. Ancak infaz kurumu, Dost’un yazdığı mektubun örgütsel nitelikte bir haberleşme ve fikir alışverişi içerdiği iddiasıyla bu mektubu engelledi. Mektubun içeriği, Orta Doğu’daki gelişmeler, Nevruz kutlamaları ve bazı dini konularda yapılan değerlendirmelerle ilişkilendirildi.
Dost, mektubunda herhangi bir sakıncalı ifade bulunmadığını belirterek, Abdullah Öcalan’a yalnızca hal hatır sorduğunu iddia etti ve Burhaniye İnfaz Hakimliği’ne şikayet başvurusunda bulundu. Ancak İnfaz Hakimliği, infaz kurumunun kararının usule ve kanuna uygun olduğunu belirterek başvuruyu reddetti.
İtirazların Sonuçsuz Kalması ve AYM’ye Başvuru
Dost, şikayetinin reddedilmesinin ardından kararın usule ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle itirazda bulundu. Burhaniye Ağır Ceza Mahkemesi de aynı şekilde başvuruyu reddetti. Bunun üzerine Ali İhsan Dost, haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi’nin Kararı
Yüksek Mahkeme, başvuruyu değerlendirerek, Anayasa’nın 22. maddesinde güvence altına alınan haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar verdi. AYM, başvurucunun mektubunun sakıncalı olduğuna dair somut bir gerekçe sunulmadığını ve haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmadığını belirtti. AYM kararında, mektubun kanuni dayanağının ve meşru amacının bulunduğu konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını, ancak mektubun içeriğine dair net bir gerekçelendirme yapılmadığını vurguladı.
Kararın bir örneği, haberleşme hürriyetinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Burhaniye İnfaz Hakimliğine gönderildi. Bu karar, cezaevinde mektup göndermeyi talep eden hükümlülerin haberleşme haklarının ihlal edilmemesi gerektiğine dair önemli bir emsal teşkil etti.
Gerekçeli Karar
Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararında, mahpusların mektuplarının denetlenmesi ve alıkonulmasının, kanuniliği, meşru amacı, demokratik toplum düzenine uygunluğu ve ölçülülüğü açısından ayrıntılı bir şekilde değerlendirileceği vurgulandı. Ancak, başvurulan mektubun içeriğinin sakıncalı olduğuna dair somut bir açıklama yapılmadığı için, haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin gerekçesiz olduğu belirtildi.