İYİ Parti Milletvekili Ayyüce Türkeş’in, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmasında Kürtçe hakkında kullandığı ifadeler büyük bir tartışmaya yol açtı. Türkeş, Kürtçeyi yalnızca 8 bin 200 kelimelik bir diyalekt olarak nitelendirerek, “Kürt dediğimiz insanlarımızın ayrı konuştukları dil, üç dilden 8 bin 200 kelimeden oluşmaktadır” şeklinde açıklama yapmıştı. Bu ifadeler, avukat Bişar Abdi Alinak tarafından suç duyurusunda bulunulmasına neden oldu.
Suç Duyurusu ve İddialar
Avukat Bişar Abdi Alinak, Türkeş’in sözlerini “halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama” suçlamasıyla suç duyurusu olarak değerlendirdi. Duyuruda, Türkeş’in açıklamalarının ırkçı ve kutuplaştırıcı olduğu vurgulandı. Alinak, Kürtçenin aslında 918 bin 123 kelimelik bir dil haznesine sahip olduğunu ve Hint-Avrupa dil ailesine mensup olduğunu belirtti. Türkeş’in açıklamasının üstenci bir bakış açısının tezahürü olduğuna dikkat çekildi.
Kürtçe’nin Bilimsel Gerçekliği
Dilekçede, Kürtçenin bir dil olarak kendi başına var olduğunu ve tarihsel olarak önemli bir dil hazinesine sahip olduğunu gösteren bilimsel verilere yer verildi. Türkeş’in ifadeleri, Kürtçeyi sadece bir diyalekt olarak küçümsemiş ve bu, Kürt halkının dilini ve varlığını yok sayan bir yaklaşım olarak tanımlanmıştır. Alinak, bu tür söylemlerin, geçmişte yaşanan katliamlar ve asimilasyon politikaları ile benzerlik taşıdığına dikkat çekti.
Ayrıştırıcı ve Düşmanlaştırıcı Söylemler
Avukat Alinak, Türkeş’in açıklamalarını sadece dil üzerinden yapılan bir küçümseme olarak görmeyip, aynı zamanda bir halkı ayrıştırıcı ve düşmanlaştırıcı bir söylem olarak değerlendirdi. Bu tür açıklamaların, toplumda kin ve nefreti körükleyeceğini ve toplumsal barışa zarar vereceğini ifade etti.