Marmara Denizi, yıllardır devam eden kirlilik ve müsilaj (deniz salyası) tehdidiyle karşı karşıya. 2021 yılında bu sorun, çevresel felaket boyutuna ulaşarak, denizdeki oksijen seviyelerinin azalmasına ve ekosistemin zarar görmesine neden oldu. İklim değişikliği, deniz sıcaklıklarındaki artış ve kirlilik yüklerinin artışı, bu sorunun başlıca sebepleri olarak öne çıkıyor. Bunun yanı sıra, denize dökülen endüstriyel atıklar ve tarımsal gübreler müsilajın yayılmasını hızlandıran etkenler arasında yer alıyor. Bu soruna karşı yeni ekolojik çözümler devreye alınıyor.
Yüzer Bitki Adaları Projesi Başlıyor
Marmara Denizi’nin müsilaj tehdidini hafifletmek için Bursa Uludağ Üniversitesi (BUÜ) öncülüğünde geliştirilen “Yüzer Bitki Adaları” projesi, bu sorunu çözmeye yönelik umut verici bir adım olarak dikkat çekiyor. Proje, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, sanayi kuruluşları ve üniversitelerin işbirliğiyle hayata geçirilecek. İlk etapta, Bursa Karacabey Çapraz Çayı’nda uygulanacak olan bu proje, başarılı olursa Marmara’ya bağlanan tüm akarsularda yaygınlaştırılacak.
Proje Nasıl Çalışacak?
Yüzer Bitki Adaları, su kaynaklarında doğal bir filtreleme işlevi görecek şekilde tasarlandı. TÜBİTAK-1001 desteğiyle geliştirilen projede, Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ayşegül Akpınar’ın liderliğinde, bitkisel filtrelememekanizması oluşturulacak. Seçilen özel bitkiler, suyun içindeki kirleticileri absorbe ederek doğrudan su arıtmasağlanacak.
Proje kapsamında:
- Seçilen özel bitkiler, suyun içindeki azot ve fosfor gibi kirleticileri temizleyecek.
- Yanlış bitki seçimi engellenerek, ekosisteme zarar vermeyen yerel türler kullanılacak.
- İlk etapta 1000 adet yüzer bitki adası oluşturulacak ve proje test edilecek.
Ekolojik Çözüm: Doğal Yollarla Temizleme
Projenin başarılı olması durumunda, Marmara Denizi’ne dökülen diğer akarsularda da aynı ekolojik yöntemin uygulanması planlanıyor. Çevre Yönetimi Genel Müdürü Fatih Turan, bu ekolojik projelerin doğayla uyumlu bir çözüm sunduğunu ve geleneksel su arıtma sistemlerine ek olarak kullanıldığında önemli faydalar sağlayacağını belirtti. Ayrıca, Doç. Dr. Ayşegül Akpınar, bu projenin Marmara Denizi‘nde uzun vadede olumlu sonuçlar doğuracağına inanıyor.