Suudi Arabistan, Trump yönetiminin etkisiyle uluslararası diplomasideki rolünü güçlendiriyor. Riyad, ABD-Rusya görüşmelerine ev sahipliği yaparak dünya çapında önemli bir diplomatik oyuncu haline gelirken, Gazze’nin geleceği konusunda Arap liderleriyle alternatif çözüm önerileri üzerinde çalışıyor. Ancak, Filistin devleti şartı, İsrail’le normalleşme sürecini zorlaştıran bir engel oluşturuyor.
Suudi Arabistan’ın Önceki Durumu
Birkaç yıl önce, Washington, Suudi Arabistan’ı insan hakları ihlalleri nedeniyle “parya” olarak nitelendiriyordu. Batılı iş dünyası, Riyad’daki yatırımlarını iptal ederken, ünlüler ve sporcular da krallıkta etkinlik düzenlediklerinde eleştiriliyordu. Ancak, Suudi Arabistan’ın petrolü ve bölgesel gücü, Biden yönetiminin de krallıkla ilişkilerini sürdürmesini sağladı. Trump’ın dönemi, Suudi Arabistan için yeni fırsatlar sundu. Trump yönetiminin Suudi Arabistan ile samimi ilişkiler kurması, ülkenin uluslararası diplomasideki rolünü pekiştirdi.
Riyad’daki Diplomasinin Yükselmesi
Bu hafta, Suudi Arabistan, tüm diplomatik görüşmelere ev sahipliği yapıyor. Arap liderlerinin bir araya gelerek Gazze’deki yaklaşık 2 milyon kişiyi, başta Mısır ve Ürdün olmak üzere Arap ülkelerine sürgün etmeme konusunda Trump’a karşı alternatif öneriler sunması bekleniyor. Ayrıca, Salı günü ABD ve Rusya’nın üst düzey yetkilileri, Ukrayna’daki savaşın sona erdirilmesi konusunda Riyad’da bir araya geldi. Rus heyeti, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da “deniz tarağı, karides ve somon”dan oluşan Arap ve Batı mutfağını birleştiren menüyle görüşmeleri kolaylaştırmaya çalıştı.
Trump’ın Dönüşüyle Yeni Bir Diplomatik Dönem
Suudi Arabistan, uzun süredir beklediği diplomatik dönüm noktasına ulaşmış gibi görünüyor. Arap dünyasının geleneksel liderleri Mısır, Irak ve Suriye gibi ülkeler, iç karışıklıklar nedeniyle zayıflarken, Veliaht Prens Muhammed liderliğindeki Suudi Arabistan bu boşluğu doldurmada başarılı oldu. Zenginliği, büyüklüğü ve İslam’ın kutsal mekanlarından bazılarını koruma statüsü, Riyad’ın bölgesel liderliğini güçlendirdi.
Biden Yönetimi ve Suudi Arabistan İlişkileri
ABD’nin küresel sahnedeki etkisinin azalması, Suudi Arabistan gibi çevik aktörlerin yükselmesine olanak tanıdı. Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü uzmanı Hasan Alhasan, Suudi Arabistan’ın küresel etkisini ve bölgesel liderliğini sergileyerek küresel diplomasiye katkı sunduğunu belirtiyor. Suudi Arabistan’ın, ABD-Rusya görüşmeleri gibi kritik süreçlerde etkin rol oynaması, Trump yönetiminin Suudi Arabistan’a duyduğu güveni gösteriyor.
İsrail ve Filistin Sorunu
Trump yönetiminin, Filistinlileri Gazze’den zorla çıkarmaya yönelik önerisi, uluslararası hukuka aykırı olarak değerlendirilse de Suudi Arabistan için ciddi bir diplomatik engel oluşturuyor. Suudi halkı, büyük bir çoğunlukla Filistin devleti kurulmadan İsrail ile normalleşmeye karşı çıkıyor. Suudi hükümeti, Trump’ın önerisine, bir Filistin devletikurulmadığı sürece İsrail ile normalleşmeyeceklerini açıkça belirtti. Bu tutum, Suudi Arabistan’ın Filistin’e olan desteğini ve uluslararası arenadaki politikalarını yansıtıyor.
Suudi Arabistan’ın Geleceği ve Diplomatik Hamleler
Suudi Arabistan, Biden yönetimiyle yaşadığı gerginlik döneminde, ABD’nin ötesinde diğer ülkelerle ilişkiler kurmaya yönelik stratejik bir politika geliştirdi. Bu çabalar, Suudi Arabistan’ın gelecekteki diplomatik başarılarını şekillendirebilir. Suudi yetkililer, Trump yönetimi ile geliştirdikleri ilişkiler sayesinde, Filistin ve İsrail normalleşmesi konusunda önemli adımlar atabilir.