DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin TBMM’deki grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. AKP’nin demokratikleşme vaatleriyle iktidara geldiğini ancak demokrasi adına hiçbir adım atılmadığını belirten Bakırhan, son yıllarda Türkiye’deki demokratik ortamın giderek daraldığını ifade etti.
Bakırhan konuşmasında, bağımsız yargı eksikliğine ve medya üzerindeki baskılara dikkat çekti. “Yandaş olmak, bürokraside tek geçerli kriter haline geldi” diyen Bakırhan, akademisyenlerin ve gazetecilerin sistematik şekilde ihraç edilmesini eleştirdi. Aynı zamanda, yerel yönetimlere kayyum atama uygulamasının da devam ettiğini vurguladı.
Kayyum Uygulamalarına Sert Tepki
Siirt Belediyesi’ne kayyum atanması konusunda da sert açıklamalarda bulunan Bakırhan, kayyumcu anlayışının Kürt halkına ve demokrasiye karşı bir saldırı olduğunu belirtti. “Kayyum, cebinde ismiyle dolaşıyor,” diyerek kayyumun demokratik seçim iradesini hiçe sayan bir uygulama olduğunu vurguladı.
“Kürt halkı, büyük bedellerle ırk ayrımcılığına karşı savaştı ve bu kayyumcu anlayış da tarihe gömülecek,” diyen Bakırhan, kayyumların modern sömürgecilik anlayışının bir yansıması olduğunun altını çizdi.
Suriye Mesajları: Demokrasi Vurgusu
Suriye’ye ilişkin de önemli mesajlar veren Bakırhan, Suriye Arap Cumhuriyeti olarak tanımlanan yaklaşımı eleştirerek, “Suriye’nin geleceği Arap Cumhuriyeti değil, demokratik cumhuriyet olmalıdır” dedi. Esad rejiminin devrilmesinin ardından Suriye’deki şiddetin bitirilmesi gerektiğini belirten Bakırhan, “Halkların birlikte oluşturduğu zemine herkes saygı duysun,” çağrısında bulundu.
Barış Süreci: “Öcalan Tarihi Çağrı Yapmaya Hazırlanıyor”
Bakırhan, barış süreci ve Kürt sorununa dair açıklamalarında, sürecin demokratik bir uzlaşıya evrilmesini istediklerini belirtti. “Barış, Kürt halkının boynuna basarak olmaz,” diyen Bakırhan, şiddet ve tehdit gibi yöntemlerin barışa hizmet etmeyeceğini vurguladı.
Ayrıca, Öcalan’ın önümüzdeki günlerde tarihi bir çağrı yapmaya hazırlandığını duyurdu. Bu açıklama, barış süreciyle ilgili umutları yeniden yeşertebilir. Bakırhan, bu süreçte güvenlikçi dilden kaçınılması gerektiğini belirterek, toplumsal uzlaşının önemine değindi.